Glokom(Göz Tansiyonu)

Glokom nedir?

Glokom göz içi basıncının yüksek veya normal olması ile birlikte görme sinirinin ilerleyici harabiyeti ve görme alanının kötüleşmesi ile seyreden bir hastalıktır.

Glokom tehlikeli bir hastalıkmıdır?

Glokom toplumumuzda her yüz kişiden 3’ünde ortaya çıkar. Her yaşta görülebilir. Çoğunlukla sinsidir, belirti vermez ve kalıcı, geri dönüşü olmayan görme kaybı yapar.

Glokomun sebebi nedir?

Glokom hastalığının bir çok çeşidi vardır. Bu çeşitlerin hepsinde ortak nokta tedavi edilmezse görme sinirinin hasar görmesi ve görmenin kaybedilmesidir. Henüz aydınlanmamış noktalar olmakla birlikte sinir hasarını oluşturan en önemli risk faktörünün göz içi basınç yüksekliği olduğu bilinmektedir. Oysa bazı glokom hastalarında göz içi basıncı normal olmasına rağmen görme siniri hasarı oluşabilmektedir. Buradaki sebebin ise sinirin beslenmesini sağlayan kan dolaşımında bir yetersizlik olduğu sanılmaktadır. Yani kişinin göz tansiyonu değerlerinin ölçümlerde normal çıkması, kesin olarak glokom hastası olmadığı anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla göz hekimi muayenede göz tansiyonundan şüphelenmişse göz tansiyon değerleri normal olsa bile yapılacak tetkiklerle glokom hastalığı olup olmadığı kesinleştirilmelidir.

Glokomun çeşitleri nelerdir?

Glokom hastalığı primer ve sekonder diye 2 ana gruba ayrılır. Primer olan tiplerde gözün kendi anatomik yapısı ve genetik faktörler nedeniyle hastalık gelişir. Sekonder olanlarda ise gözdeki diğer hastalıklar nedeniyle göz tansiyonu yükselir.

Primer glokom tipleri:

1.Primer açık açılı glokom: En sık görülen, sinsi seyreden glokom tipidir. Göz içinde üretilen sıvıyı dışa akıtan kanallardaki direnç nedeniyle göz basıncı yüksektir. Çoğunlukla hastaların şikayeti yoktur. Nadiren baş ve göz ağrısı, renkli halkalar görme, daha ileri aşamalarda bulanık veya az görme şikayeti gelişebilir.

2. Normotansif glokom: Belirti vermez. Göz tansiyonu normal sınırlardadır. Tedavi edilmezse zamanla görme siniri hasarı ve görme alanı kaybı oluşur.

3. Oküler hipertansiyon: Göz tansiyonu yüksektir ama görme siniri etkilenmemiştir. Bu hastalarda gözün kornea tabakasının kalınlığı önem arz eder. Kornea kalınsa tansiyonun yüksek olması normal kabul edilebilir. Ama kornea ince olmasına rağmen tansiyon yüksek ise bu hastaların yakın takip edilmesi veya koruyucu amaçla ilaç kullanması gerekir.

4. Primer açı kapanması glokomu: Göz içi sıvısını boşaltan açı dardır. Göz tansiyonu muayenede normal sınırlarda çıkabilir. Karanlıkta göz bebeği büyüyüp açıyı tamamen kapatınca akut olarak göz tansiyonu yükselerek ağrı yapabilir. Yıllar içinde meydana gelen bu tansiyon krizleri görme sinirine hasar verir ve açıda yapışıklıklar oluşarak kronik faza geçer. Bu hasta gurubunda göziçi sıvısının rahat dolaşabilmesi ve akut tansiyon krizleri oluşmasını engellemek için ‘’YAG lazer iridotomi’’ denilen bir yöntemle irise bir delik açılır.

Sekonder glokom tipleri:

1.Psodoeksfolyatif glokom: Göz içi dokularından soyulup dökülen kepek benzeri bir materyal açıyı tıkar.

2.Pigmenter glokom: Koyu renkli gözlerde dökülen pigment hücreleri açıyı tıkar.

3.Lense bağlı glokom: Katarakt gelişimiyle birlikte şişen mercek açıyı tıkar.

4.Üveitik glokom: Göz içi iltahabında inflamatuar hücreler açıyı tıkar.

5. Göz içi tümörlerine bağlı glokom.

6.İlaca bağlı (kortizon kullanımı) glokom.

7.Göz içi kanamalarına bağlı glokom vs.

Göz tansiyonunun tedavisi nasıl yapılır?

Glokom ömür boyu takip edilmesi gereken bir hastalıktır. Yapılan tedavilerle göz içi basıncı normale düşürülse bile bu sorunun bittiği , hastalığın tamamen iyileştiği anlamına gelmez. Mevcut tedavilerde amaç en büyük risk faktörü olan göz içi basıncını düşürerek sinir hasarını yavaşlatmak veya durdurmaktır.

Glokom tedavisinin ilaçla, lazer tedavisiyle ve cerrahi olarak yapılması mümkündür. Tedavide bu 3 unsur ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir.

İlaç tedavisi: Göz tansiyonunu düşüren bir çok ilaç mevcuttur. Genellikle tek ilaçla tedaviye başlanılır. Tansiyon yeterince düşmezse 2. veya 3. üçüncü ilaç eklenebilir. İki veya üç ilaçla tansiyon kontrol altına alınamıyorsa, ilaçlar yan etkileri nedeniyle kullanılamıyorsa, hasta hiç ilaç kullanmak istemiyor veya ilaç kullanımını aksatıyorsa, ilaca ulaşmanın zor veya mümkün olmadığı bir yerde yaşıyorsa lazer (SLT – selektif lazer trabeküloplasti) tedavisi uygulanması gerekir.

Lazer tedavisi: SLT glokomun tedavisinde son yıllarda popüler olmuş, yan etkisi olmayan, defalarca uygulanabilen, göz içi basıncını % 30 kadar düşüren bir tedavidir. SLT açık açılı glokom hastalarına uygulanabilir. Bu tedavide açıda bulunan lazere duyarlı hücreler uyarılarak bağışıklık sisteminin açıyı temizlemesi sağlanır. Kullanılan lazer yanık yapmaz. SLT yapılması göz tansiyonunun bir daha yükselmeyeceği anlamına gelmez. Bu nedenle SLT yapılmış hastaların da mutlaka belli aralıklarla takibi yapılmalıdır. SLT tedavisiyle tansiyon istenilen düzeye düşmezse veya belli bir süre sonra göz tansiyonları tekrar yükselirse hastanın yeniden SLT olması veya ilaç kullanması gerekebilir.

Açısı kapalı olan hastalarda ise akut glokom krizlerini engellemek için YAG lazer iridotomi yapılır. Tüm bunlara rağmen glokom kontrol altına alınamıyor, göz tansiyonları düşmüyor ve sinir hasarı ilerliyorsa cerrahi uygulanır.

Cerrahi tedavi: Trabekülektomi denilen cerrahi işlemde kabaca göze bir delik açılarak göz içi sıvısının dışa akımı sağlanır. Glokom tedavisinde ameliyat en son çare olarak düşünülür. Çünkü bu ameliyatın bazı riskleri vardır ve başarısı glokomun tipine göre değişmekle birlikte % 60- 70 civarındadır. İlk ameliyat başarısız olursa iki veya üç kere bile tekrarlanabilir. Bu ameliyata rağmen göz tansiyonu düşmeyen, görmesi çok az olan veya tamamını kaybetmiş ağrılı gözlerde seton cerrahisi (Ahmet glokom valvi) uygulanır. Göz içine bir tüp yerleştirilerek drenaj sağlanır. Bu implantlar genelde 5 yıl içinde tıkanır ve tekrar düzeltme gerekir. Işık hissini kaybetmiş ağrılı bir gözde alternatif bir tedavi kriyoterapi denen dondurma tedavisidir. Cihazla göz içi sıvısını üreten bölüm dondurularak tansiyon düşürülür. Tüm bu tedavilere rağmen ışık hissi olmayan ve ağrı yapan gözün son çare olarak alınması gerekebilir.